Merhaba! Ben Şeyda.
Doğuştan öğrenmeye ve yaratmaya olan hevesim sayesinde birçok alan hakkında azar azar tecrübe edinerek bilgi sahibi oldum.
Çocukluğumda sevdiğim çizgi karakterlerin çizimlerini yapar ve detaycılığım sayesinde etrafımdan övgüler toplardım. Hala daha ufak çizimler yapmayı ve bazı bitki ve çiçeklerin sulu boya resimlerini yapmayı çok severim.
Daha sonra, zaman zaman abimin gitarını alıp tıngırdatarak kendime eşlik edecek kadar gitar çalmayı öğrettim. Hala daha keyifle gitar çalar şarkı söylerim. Kendi projelerimde de ses tasarımı yapmaya çalışıyorum. Ayrıca müzik ile olan bağım dans etme tutkumun da sebebi.
Üniversitede çevre mühendisliği bölümüne yerleştim. İngilizceyle aram her zaman iyiydi ancak burada kimi derslerin İngilizce olması ve birçok makale okuyup çevirmem gerekmesi sayesinde dilimi iyice geliştirdim. Birçok laboratuvar dersinde gruplarla çalıştım ve raporlar hazırladım; bu sayede eleştirel düşünme ve sonuç çıkarma becerilerim gelişti. Yaptığımız projeler sayesinde de araştırma ve bilgi okuryazarlığı becerilerim gelişti.
Üniversitede ayrıca tiyatro kulübüne katıldım ve orada da birçok farklı beceri edinme fırsatı buldum. Hem oyuncu olarak, hem de dekor ve kostüm tasarımı ekiplerinde rol aldım. Hem ekip üyesi, hem de ekip yöneticisi olma deneyimi edindim. Ekip arkadaşı olmanın nasıl bir şey olduğunu öğrenmenin yanı sıra bedenimi ve zihnimi de eğiterek hayat boyu kullanacağım önemli beceriler edindim. Çok önemli arkadaşlıklarımı burada kurdum. Pozitif ve destekleyici tavrım ekibin hem bana hem de kendilerine güvenmelerinde çok yardımcı oldu. Zorluklar karşısında sakin ve sonuç odaklı davranarak birlikte çok şeyin üstesinden geldik; sahnedeyken her şey yolunda gitmeyebiliyor.
Yaklaşık aynı zamanlarda yoga ile tanıştım. Yoga sayesinde her şeyden öte kendimi daha iyi tanıma fırsatı edindim, ediniyorum. Vücudumun ve zihnimin sınırlarını keşfediyorum. Nefes, farkındalık, güç ve denge pratikleri sayesinde genel olarak daha kontrollü ve sevgi dolu birisi olduğumu gözlemleyebiliyorum. Hayata ve kendime olan saygım da fazlasıyla arttı.
Doğaya, yaşama ve insana karşı bitmek bilmeyen bir hayret ve merak içerisindeyim. Biyoloji ve nöroloji ile ilgili kitaplar okumaktan çok keyif alırım.
Bilgisayar oyunlarına olan ilgimde de abimin etkisi büyüktür. Çocukluğumda şaşkınlık içinde onun oynadığı oyunları izlerdim. Ancak oyunlara bireysel olarak ilgi duymaya başlamam yine üniversite dönemime denk geliyor. Bir arkadaşım Skyrim diye bir oyun oynamamı tavsiye etti ve olaylar gelişti. Biri bittikçe bir başka oyun tavsiyesi alarak güzel oyunlar oynamaya devam ettim ve video oyun dünyasına olan ilgim giderek arttı.
Geçmişte abimin oynadığı oyunları izlerken oynamaktan çok keyif alacağım oyunlar hayal ederdim. Ancak hiçbir zaman böyle bir fırsatım olacağını düşünmemiştim. Ta ki bir arkadaşımın Unity adında bir oyun motoruyla küçük bir oyun yapmaya çalıştığını duyana kadar.
Bedava olduğunu öğrenir öğrenmez kendim de bu Unity denen programı bilgisayarıma indirdim. Unity Learn diye bir platform olduğunu keşfettim ve bir süre kendimi buraya vererek öğrenebileceğim kadar şey öğrenmeye çalıştım. Kodlamaya giriş yapmak benim için zihin açıcı bir deneyimdi. Her şey çok mantıklı geliyordu, algoritmaların zihnimin işleyişine çok benzediğini düşündüm. Daha da öğrendikçe her şeyi yapabileceğimi ve ihtimallerin sonsuz olduğunu düşünmeye başladım. Hayret içerisinde bu sonsuzluğun içinde bir keşfe çıkmak istediğime karar verdim.
Ancak bir süre buraya odağımı veremedim. Nasıl ve nereden başlayacağımı bilmiyordum; yol gösterilmesine ihtiyacım vardı. Bu süreçte vaktimi bol bol oyunlar oynayıp inceleyerek ve gördüklerimi nasıl kendi oyunumda gerçekleştirebileceğimi düşünerek geçirdim. Bu gözle bakmaya başlayınca oynadığım oyunlar da benim için çok daha ilginç bir hale gelmeye başladı. Fark ettiğim ufacık detaylar bir şeyler öğreniyor olma hissi verdiği için oyundan aldığım keyfi daha da arttırıyordu. Oyuncunun gözünden bakmanın ne kadar önemli olduğunu gördüm. Oyunun bende uyandırdığı hisleri uyandırmayı nasıl başardığını ve hareketlerimi nasıl yönlendirdiğini fark etmeye başladım. Artık çok daha tutkulu bir oyuncuyum.
Daha sonra karşıma Oyun ve Uygulama Akademisi çıktı. Burada tekrar öğrenme sürecine girerken bana yol gösterebilecek ve benimle aynı tutkuyu paylaşan birçok insanla tanışma fırsatım oldu. Sonunda bir ekiple birlikte çalışarak oyun yapmak çok heyecan vericiydi. Bootcamp projesinde bazı aksilikler ve kimi üyelerin bırakması sebebiyle tam istediğimiz gibi bir sonuç alamasak da bana bu işle uğraşmanın ne kadar keyif verdiğini fark ettirdi.
Çok tecrübem olmamasına rağmen hızlı kavrama yeteneğime güveniyorum ve bana yol gösterildiğinde gelişme hızımın ne kadar arttığını biliyorum. Oyun tasarımı alanında farklı perspektifler sunarak katkı sunmak istiyorum.